Sayfa(3-95): | |||
Ey hâif ve hem zaîf! Havf ve za’fın beyhude, hem senin aleyhinde; tesirat-ı haricî teşci’ eder, celbeder. Ey vesveseli vehham! Muhakkak bir maslahat, mazarrat-ı mevhume için feda edilmez. Sana lâzım hareket, netice Allah’ındır. İşine karışılmaz. Allah çeker abdini meydan-ı imtihana. "Böyle yaparsan eğer, böyle yaparım ben" der. Abd ise hiç yapamaz Allah’ını tecrübe. "Rabbim muvaffak etsin, ben de bunu işlerim" dese, tecavüz eder. İsa’ya demiş Şeytan: "Madem herşeyi O yapar; kader birdir, değişmez. Dağdan kendini at. O da sana ne yapar?" İsa dedi: "Ey mel’un! Abd edemez Rabbini tecrübe ve imtihan!." Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||